Mustafa Kemal’den Liderlik Ders(ler)i

[:tr]MKA26 Ağustos sabahı gün ağarırken, tarihi emir verilmiş, geçilemez denilen tahkimatlar birkaç saat içinde aşılmıştır. Ordular Afyon Ovası’na doğru çığlık çığlığa akmaktadır. Kocatepe’ deki gözetleme noktalarından, düşman birliklerinin darmadağın olduğu ve telaş içinde çekilmeye çalıştıkları açıkça görülmektedir. Aylardır, büyük fedakârlıklarla yapılmakta olan hazırlıklar sonuç vermiştir.

Mustafa Kemal, komuta heyetine “burada işlerinin bittiğini” söyler. Kocatepe’de küçük bir gözetleme ekibi bırakılacak ve hızla dağınık bir şekilde hareket eden birliklere yetişilecektir.

Düşman ordusu dağınık bir şekilde çekilmektedir. Ancak toparlanması ve Dumlupınar ‘da bir cephe oluşturması an meselesidir. Dumlupınar’a düşmandan önce varmak zorunludur. Gerekli tedbirlerin,  en küçük birlikler düzeyinde dahi gecikmeden alınması gerekmektedir. Asıl harekât şimdi başlamış gibidir. Küçük bir ihmal bile tüm emeklerin boşa gitmesine yol açacaktır.

Bir kişi hariç komutanlar harekete geçerler. 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa(*) , gözetleme noktalarından birinde heyecanla harekât alanını izlemektedir. Telaşa gerek olmadığını, , burada kalıp zaferin keyfini çıkarmaları gerektiğini söyler. Mustafa Kemal, “siz kalınız öyleyse” der ve 1. Ordunun kolordu komutanlarını kendi emrine alır. Komutanlar, Nurettin Paşa’ yı  Kocatepe’ de sahra dürbününün başında bırakarak yola koyulurlar.

Komutanlar ateşin içine dalar ve birlikleri yönetmek üzere harekat alanına dağılırlar. En küçük birlik düzeyinde, geniş bir harekat alanı boyunca gerekli tedbirler hızla alınır. Tam yerinde ve ustaca verilen emirler ve yönlendirmeler sonucunda birlikler, düşman kuvvetlerini Dumlupınar’da kıskaca alır ve dağıtır. Dumlupınar – Uşak hattında da gerekli müdahaleler yapılır. Düşman ordularının artık toparlanma umudu kalmamıştır.

Zafer, asıl şimdi kazanılmıştır!

Destansı anlatımların gölgesinde kalmış olan bu olay, Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanan pek çok dönüm noktasından biridir.

Mustafa Kemal herkesin ezberini bozmuş tarihin akışını değiştirmiştir. Rahatlama tuzağına düşmemiştir. Oysa çekilen onca sıkıntıdan yaşanan onca gerilimden sonra alınan ilk başarılı sonuçta gevşemek çok kolaydır.

O’ nun aklı, General Towsend’ a, İzmir’ de 10 Eylül için, verdiği randevudadır. (**)

Her eylemimiz sonuçlar doğurur, o sonuçlar da başka eylemleri gerektirir. Sürekli iyileşme kavramı bu gerçekten ortaya çıkmıştır. Durmak, gevşemek, rehavete kapılmak eylemlerimizin beklenen sonuçlarını geciktirebilir, hatta gerçekleşmelerini engelleyebilir.

Elde ettiğimiz sonuçların, vardığımız hedeflerin hazzını yaşamamız, eğlenmemiz elbette doğaldır. Bunlar sonraki eylemlerimiz için enerji toplamak, kendimizi motive etmek için gerekli şeylerdir.

Sorun bu coşkulu anların zamanlaması ile ilgilidir.

Yola çıkarken coşkulu gösteriler yaparız.

Yolda mola verip eğleniriz.

Alınan ilk sonuçları coşku ile kutlarız.

Ulaşmaya çalıştığımız hedefler gitgide uzaklaşır.

Durumun farkına vardığımızda motivasyonumuzu arttırmak için yine eğlenceler düzenleriz.

Ulusça yaşadığımız coşkulu anları hatırlayınız.

Yaygın düşünsel model, yaptığımız eylemden doğan hazzı bir an evvel yaşamak üzerine kuruludur. Haz almak insana özgü bir içgüdüdür. Hücrelerimize kadar duyumsadığımız bir yaşam enerjisidir.

Öte yandan, istediğimiz sonuçlara ulaşmak çoğu zaman hazzı ötelemekten geçer. Kastımız, hazzı eylemin sonunda; belirlediğimiz hedeflere ulaştığımızda yaşamak üzerinedir.

Mustafa Kemal başkomutandı. Kocatepe’de kalır; komutanları ateş hattına yollar, harekâtın kalan kısmını oradan yönetebilirdi.

Bu durumda tarih nasıl yazılmış olurdu bilinmez.

O’nun hazzı Kocatepe’deki başarı ile sınırlı kalmamış, düşman ordularını önüne katarak İzmir’e girmek gibi büyük bir coşkuya dönüşmüştür.

Girişteki aktarım, düşünce biçiminin tarihin akışını nasıl değiştirdiğine dair güzel bir örnektir.

Kurtuluş savaşı sürecinde bunun dışında pek çok örnek vardır.

Tarihi dikkatle okumak, kişisel gelişimimize önemli katkılar sağlayabilir.

Düşüncelerimiz, döner-dolaşır  geleceğimiz olur.

Bir topluluğa liderlik ediyorsak, topluluğun geleceği, doğrudan doğruya bizim düşünsel modellerimiz doğrultusunda oluşur.

Her zamankinden farklı sonuçlara ulaşmak istiyorsak, önce düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekir… 

M. Fatih Sütçüler

(*) Nurettin Paşa, daha sonraları Mustafa Kemal ile siyasi rekabete girmiş ve kendisini “Büyük Taarruz ve Kurtuluş Savaşının” asıl komutanı olduğunu, başarının kendi eseri olduğunu iddia etmiştir.

(**)  Büyük Taarruz öncesinde, hazırlıkları sürdüğü sıralarda, İngiliz generali Mr. Towsend Mustafa Kemal’i barış görüşmeleri  için davet eder. Mustafa Kemal daveti kabul eder ve 10 Eylülde İzmir’de buluşabileceklerini söyler. [:]

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Skip to content