Yaşam Döngüsü

Şirketlerin, canlı organizmalar gibi, doğum-kuruluş ile başlayan bir yaşam döngüleri vardır.

Kuruluş dönemini, büyüme ve gelişme dönemi takip eder. Doğa yasaları gereği, bu dönem, bir süre sonra yerini olgunluk-durağanlık dönemine bırakır.

Olgunluk-durağanlık dönemini, yaşlanma-yavaşlama dönemi takip eder. Bu döneme “sonun” başlangıcı da diyebiliriz.

Bu döngü, şirketler için olduğu kadar, ürünler için de geçerlidir.

Kritik dönem “olgunluk” dönemidir. Bu dönemde yapılacak hamlelerle, kuruluş-büyüme dönemlerinin enerjisi-heyecanı yeniden yaratılabilir. Yeni stratejiler, yeni hedefler, yeni ürünler gibi alternatifler sayabiliriz. Adeta, yeniden doğuş gibi, heyecanlı ve enerjik bir süreç başlatmak gerekir.

İlginç olan, bu değişim hamlelerinin, şirketin en parlak günlerini yaşadığı, zirvede olduğu dönemde planlanması ve uygulamaya konması gerektiğidir.

Zamanlama önemlidir. Yavaşlama sürecine girdikten sonra, yavaşlamayı durdurmak ve yeni bir çıkış süreci yaratmak çok daha zor olacaktır. Yavaşlama sürecinde, bir panik havası da oluşacağından, bu döneme kalmış yeniden doğuş hamlelerinin gerçekçi olmama riski de bulunmaktadır.

Doğrusu, olgunluk döneminin zirvesinde iken, yeniden doğuş stratejisinin oluşturulması ve uygulamaya konmasıdır.

Bu şekilde, sürekli gelişim süreci başlatılabilir. Şirketin uzun yıllar ayakta kalması ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Başlatılan değişim hamlesinden sonra yaşam döngüsü yine aynı şekilde devam edecektir. Tekrar olgunluk-doygunluk noktasına gelinecek ve yeniden bir çıkış hamlesi planlamak gerekecektir.

Gelişim sürekli olmalıdır. Sürdürülebilir başarı ancak bu şekilde mümkündür.

M. Fatih Sütçüler

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Skip to content